ÜZÜM OTEL

ÜZÜM OTEL
ÜZÜM BAHÇE

14 Ocak 2012 Cumartesi

Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş.

Adadaki nekrapol sahasında yapılan kazılardan anlaşıldığı üzere adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg'lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adaya hakim olmuş.

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş. Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış.
Tenedos parası
Bozcaada’da çok eski zamanlarda önemli bir darphane bulunduğu tahmin edilmektedir. Bunun sebebi Bozcaada’ya ait özel paraların bulunmasıdır. Gümüş olan bu paraların Perslerden daha önce basılmaya başlandığı, daha sonra da devam ettiği tahmin edilmektedir. Paranın bir yüzünde Zeus ve Hera’nın yarım yüzleri, diğer yüzünde çift balta, şarap kadehi ve üzüm salkımı bulunmaktadır.
Arkeolojik Çalışmalar
Tenedos antik kentinin bugünkü yerleşim alanının hemen hemen altında kaldığı düşünülmektedir. Yerleşim alanının dışında ise adanın güney kesiminde Nekrapol-mezarlık alanlarının varolduğu düşünülmektedir. Ancak adanın hemen her bölümünde yerleşim alanları dışında tek tek az sayıda mezarlara rastlanmaktadır.
Çanakkale Arkeoloji Müzesi tarafından 1959, 1968, 1990-92 yıllarında kazılan nekropolde en eski İ.Ö. 3000'e ait mezarlar bulunmuştur. Daha sonra Rumlar ve Osmanlılar tarafından da mezarlık olarak kullanılan nekrapol son yıllara kadar çok fazla tahrip edilmeden gelebilmiştir.

Türkiye- Yunanistan Nüfus Mübadelesi
Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi, 1923 yılında Lozan Antlaşması'naek protokol uyarınca Türkiye'deki Rumların (Rum denilenlerin arasında,Türkçe'den başka dil bilmeyen ve konuşmayan Karamanlı HıristiyanTürkler de vardır) Yunanistan'a, Yunanistan'daki MüslümanlarınTürkiye'ye zorunlu göçü sürecine verilen addır. Mübadelede 1.500.000ila 2.200.000 Rum Yunanistan'a, 350.000 ila 500.000 Türk Türkiye'yegöçmüştür. Türkiye'de sadece İstanbul kenti ile Gökçeada ve Bozcaada'daoturan Rumlar, Yunanistan'da ise sadece Batı Trakya'da oturan Türklermübadeleden muaf tutulmuşlardır.
Değişimin çok büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında gerçekleşmiş,ancak geriye kalan az sayıda sayıda olayda 1930 İnönü-Venizelossözleşmesine dek zorunlu göç uygulamasına devam edilmiştir.
Zorunlu göç gerek Türk gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık 20 yıl süren ağır bir krize yol açmıştır.
Mübadelenin Arka Yüzü
1912-1922 yılları arasındaki savaşlar nedeniyle Balkanlar’da, EgeAdalarında ve Anadolu’da büyük acılar yaşandı. Balkan Savaşı sonrasındayüz binlerce Müslüman savaşta yenik düşen Osmanlı ordusunun peşi sırakorku ve panik içinde doğdukları toprakları terk ederek Anadolu ‘yasığındı. Benzer trajedi, 1922 yılında Kurtuluş Savaşında yenik düşenYunan ordusuyla beraber Anadolu’yu terk eden Ortodoks Rumların başınageldi. Bir ay gibi kısa bir süre içinde yüz binlerce Ortodoks RumYunanistan’a sığındı. Bu durum Yunanistan’da büyük sıkıntılara ve kaosayol açtı. Yunanistan’ın nüfusu bir anda dörtte bir oranında arttı.
Lozan Barış Konferansı toplandığında öncelikle sığınmacılar veesirler konusu ele alındı. İngiltere temsilcisi Lord Curzon’un teklifive Milletler Cemiyeti görevlisi Nansen’in raporu doğrultusunda;Yunanistan’da yerleşik Müslümanlarla Türkiye’de yerleşik OrtodoksRumların zorunlu göçünü öngören Mübadele Sözleşmesi imzalandı. Busözleşme uyarınca; İstanbul’daki Ortodoks Rumlar ile Batı Trakya’dakiMüslümanlar hariç Yunanistan’da yerleşik bütün Müslümanlar Türkiye’ye,Türkiye’de yerleşik bütün Ortodoks Rumlar Yunanistan’a gönderildi.Mübadele sözleşmesinin kapsamına 18 Ekim 1912 tarihinden sonrayurtlarını terk etmiş olanlar da alınarak mülteciler sorununa bir çözümbulunmuş oldu.
Nüfus Mübadelesi Anadolu'daki 2.200.000 Rum'un (ki buna özellikle Mersin , yöresindeki, Hristiyan olan ve Türkçe konuşan halk da dahildir), Yunanistan'a, Yunanistan'daki 500.000 Türk'ün (ki buna özellikle Girit'teki bir kısım Yunanca bazlı ve Türkçe kelimelerin yoğun olduğu bir diyalekt konuşan Müslümanlar dahil) Türkiye'ye gelmesi ile sonuçlanmştır.
Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumları nüfus mübadelesinden muaf tutulmuş, Lozan ile Türkiye'ye verilen Bozcaada (Tenedos) ve Gökçeada (İmroz) adalarının yoğunlukla Rum olan halkları da mübadele kapsamı dışında kalmıştır. Bugün Yunanistan'da Batı Trakya Türkleri'nin nüfusu 150.000 olarak tahmin edilmektedir ve Oniki Ada Türkleri'ninnüfusu 5.000 olarak tahmin edilmektir. Türkiye'deki Rum nüfus ise bugün2.000 kişiye düşmüştür. Günümüzde ise en büyük Rum-Ortodoks nüfususırasıyla İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşamaktadırlar.
Mübadil olan Müslüman Türkler ve Hıristiyan Rumlar büyük zorluklarlayeni yurtlarına gelmiş ve evlerine yerleşmişlerdir. Cami avlularında,barakalarda ve sokak ortasında kalan bu insanlardan yeni yurtlarınaulaşanların sayısı, yola çıkanların sayısından az olmuştur. Yurdaulaşan mübadillere devlet tarafından yurdun Ege, Marmara, Karadeniz,Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde verimli araziler ve bunlarıişleyecek araç-gereç ve malzeme verilmiştir.
Tarihteki ilk zorunlu göçü içeren bu sözleşme ile iki milyoncivarında insan yurtlarından kopartılarak, yeni yerleşim bölgelerindeyaşamaya mecbur edildi. Tarihimizdeki bu kitlesel ve zorunlu göçekısaca mübadele, bu insanlara da mübadil deniyor.
(Kaynak: wikipedia )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder