Bizimki bir aşk hikayesi.
Sen orada ben
burada.Kimseler bilmeden yaşanan bir hikaye işte.
Kahverengi gözlerine uzun
kirpiklerinin hükmettiği bir hikaye.
Uzun pırasa saçlarının
ruhuma dolaştığı hikaye.
Sessiz ama dalgalı bir aşk
hikayesi.
Benimse;
Ara sıra bulutlara takılan,
onlarla uçan, yanımdan geçen kuşlara selam verişimin hikayesi.
Neye yarar ki bu hikaye?
Sen orada benden habersiz,
ben burada senden haberli...
Olsun.
Yarar işte, yarar.
Eğer sevgime düğüm atılmışsa
ve senin de çözesin yoksa, yarar.
Kalbim senin için darmadağın
atıyor ve yorulmuyorsa, yarar.
Karanlıklar arasında kalmış
ruhum aydınlanmışsa, yarar.
Yalnızları oynuyorsam
yıllardır ve sen gelince bitmişse rolüm, yarar.
...
Bazı zamanlar seni
gökyüzündeki ay da ararım.Neden mi?
Hala çözemedim.
Bana çok uzaktasın
belki.Belki de sevgin uzaktadır... ha ne dersin?
Ay güneşin ışığından
beslenir, onun ışığı aydınlatır bedenini.Yine de mutludur, en azından
karanlıkta kalmamıştır.
Belki bende senin sevgini
alıyorumdur ta uzaklardan, aydınlanıyorumdur... ha ne dersin?
Hayat yok derler hep
oralarda.Taşlı, topraklı, susuz ve kokusuz.
Ama yine de direnir bir
şeylere.Günün birinde beni de canlandırırlar diye.
Tıpkı ben.Mesela günün
birinde gelip “haydi!” dersin belki...ha ne dersin?
Mavi suların üzerinde küçük
bir kayık düşlerim bazen...İçinde senle ben.
Masmavi sular ve kayığın
arkada bıraktığı beyaz köpükler...İçinde sen ve ben.
Mavi sular yerini turkuaz’a
bıraktığında.Balık sürüleri gezintiye çıktıklarında...İçinde sen ve ben.
Hafif bir rüzgar.Ses yok
etrafta.Rüzgar ve sessizlik el ele vermişler...İçinde sen ve ben.
Ne hikaye ama!
...
Bu gecemi meyhanede geçirmek
istedim.
Hiç, ama hiç ardıma
bakmaksızın içmek için.Çünkü bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Bir yandan da müzik çalsın
istiyorum.Birileri çıksın sahneye benim havalardan bir iki şarkı söylesin.Çünkü
bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Sonra ben sahne alayım.
Gözlerimi kapatayım ve
başlayayım oynamaya.
Herkes kenara
çekilsin.Sadece ben.
Açayım kollarımı kartal
gibi.
Efe’lere selam ola!
Başlayayım Harmandalın’a.İsteyen
seyretsin istemeyen sırtını çevirsin. Alkışlamasınlar beni.Kendime oynuyorum bu
akşam.Çünkü bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Terler süzülmeli
yanağımdan.Gömleğim su içinde kalmalı.
Gözlerim hala kapalı.Sadece
müziği ve bacaklarımı hissetmeliyim.Çünkü bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Müzik bitince yavaş yavaş
kendime gelmeli açmalıyım gözlerimi.
İlk iş bacaklarıma teşekkür
etmeli.Hiç ihanet etmediler bugüne kadar.Hoş bu akşam etselerdi de gönül
koymazdım ya.Çünkü bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Çünkü;
Bu gece seni yıllar önce
görüp de sevdiğim gece.Haberin olmadan ardından sürüklendiğim gece.
Haberin olsaydı;
Açarmıydım kollarımı?
Gözlerimi kapatıp dansı mı edermiydim? Sarhoş olmak istiyorum dermiydim yinede?
?
Hiç konuşmayıp sadece yüzüme
baksaydın.
Gözlerin anlatsaydı “yeter
artık içme” yi.
Yinede direnirmiydim?
?
Aman be nasıl olsa yoksun
işte.Ben bu gece sarhoş olmak istiyorum.
Meyhaneci gel!
Doldur bir kadeh daha.Korkma
be dostum, koy!
Nasıl olsa hepimiz temelli
uyuyacağız günün birinde.Ha bugün ha yarın.Doldur sen bir kadeh daha.
Çünkü bu gece sarhoş olmak
istiyorum.
Gece benim gecem.
Bu bizim değil, benim aşk
hikayem.
Onsuz.
Sadece benim.
Doldur...
çünkü bu gece sarhoş olmak
istiyorum...
ebru yaşar seçen 2004