bozcaada da kalktığımda terasın kapısını açtığımda süper bir deniz ve gökyüzü ile karşılaştım....derin bir nefes aldım ve işte bu denize girmek istiyorum diye hemen kardeşimi uyandırdım...kaldığımız
bozcaada otelde sadece kahvaltı veriyorlardı, ama zaten akşam yemeği güzel
yenmeliydi bence...
Kahvaltıya indiğimizde,
bozcaada otelin harika küçük bahçesinde çaylarımızı yudumlarken ki ve kuş sesleri arasında yapılan kahvaltının tadını sanıyorum hiçbir şeye değişmem....kahvaltıdan sonra denize nasıl gideceğiz diye düşünürken, otel sahipleri bize eğer arabanız varsa 2-3 koy var ya da yoksa dolmuşlar sizi götürüyorlar dediler...aslında yürüyemezmiyiz diye sorduğumuzda ise
kiralayabilirsiniz dediler...herhalde hayattaki en büyük
biri bisiklete binemeyişimdir...dolayısı ile araba ile koylardan birine gittik, ve yolda yapılan müstakil evlerin sadece taş evlerden oluştuğunu gördük (daha sonradan öğrendik ki
Bozcaada olduğu için yapılaşmaya izin verilmiyormuş ve sadece de adanın yapısına uygun olması içinde taş ev olması gerekiyormuş, umarım sonradan bozulmaz...) gideceğimiz koya yaklaştığımızda üzüm bağları dikkatimi çekti, meğerse şarapcılıkta
Bozcaada'da
yıllardır yapılıyormuş..
bozcaada koya geldiğimizde denizin mavisi ve kumsal harikaydı...koyları özel işletmeler almış ama bence başarılılar(zaten çoğunu da İstanbullular işletiyor)....elbetde o işletmeye bağlı olmayabilirsiniz de... denize girince birden buz gibi bir denizle karşılaştım, hava 30-35 derece olmasına rağmen buz gibi bir denize elbetde girince alışıyorsunuz ve bizim girdiğimiz koy, diğer koylara göre daha açık olduğu için soğuktu, genelde küçük çocukları olan aileler diğer koyları tercih ediyorlardı....sabahtan akşama kadar orda kaldık ve tam akşam çıkarken yalnız şezlongları
çekmek istedim....akşam otele geldik ve akşam yemeği için acaba nereye gitsek diye düşünürken dışarıda karar veririz dedik....
bozcaada pansiyonbozcaada da oluruzda, balık ve şarapsız bu adadan gidilirmi dedik gülerek ve hemen ev yemekleri yapan bir yere gittik, o akşam orada harika müzikler eşliğinde balık, şarap ve sohbetlerle akşamımızı bitirdik...otele döndüğümüzde terasa çıktığımda gökyüzünde o kadar çok yıldız vardıki, karanlıkda oturup yıldızları seyrettim acaba kayan bir yıldız görebilecek miyim diye ama göremedim tabiki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder